Halat çekme yarışı yeni baÅŸlamadı, en az 10 senedir devam ediyordu. Bu süre içinde çok bilinen bir kuralı defalarca yazdım; “Döviz geliri olmayan, dövize endeksli kira ödememeli” diye. Yine deÄŸiÅŸik zamanlarda, “Cirolar TL’ye dönse bile, bu yüksek kiralar ve anormal ortak giderler kolay ödenemez” sözünü bıktırana kadar söyledim.
Yetmeyen cirolara, 12 ayı kapsayan sözde indirimlerin ilaç olamayacağını, gerçek fiyatlara dönülüp mülk sahipleriyle en kısa zamanda ideal iÅŸ ortaklığının kurulmasını tavsiye ettim. Hangi tarihlerde neler söylediklerim arÅŸivde duruyor.
Peki bu konuda bir ilerleme oldu mu?
Hayır, dövize endeksli kiraların TL’ye dönmesinden baÅŸka kayda deÄŸer bir ilerleme olamadı. O da gönüllü bir deÄŸiÅŸim deÄŸildi, hükümetin aldığı kararla gerçekleÅŸti. Bütün bu yaÅŸananlarda kusur iki tarafa da aittir. AVM yatırımcıları döviz kredisi ile yatırımı tamamlayıp, dövize endeksli yüksek kiraları açıklayınca, kendilerini garantiye aldıklarını sandılar. Hesap yapmadan sıraya giren ve dükkanlara yerleÅŸen markaların gerçeÄŸi görmeleri ise gecikti.
Son yıllarda, kiralarda dövizden TL’ye geçilince biraz rahatlama olmuÅŸ gibi gözüktü. Ama bu da yanıltıcıydı. Zira zaten yüksek olan kiraların yanında ortak giderleri AVM yatırımcısı kurtarıcı gibi gördü. Bu durumda da AVM’lerin yüzde 80’inde, ‘kira+ortak gider’i ödeyecek cirolar kolay oluÅŸmadı.
Sakın yanlış anlaşılmasın, buraya kadar anlattıklarım da koronavirüs etkisi yoktur. 1 Ocak 2020 tarihine kadar ki süreçten bahsediyorum. Bu günler geçtiÄŸinde de göreceÄŸiz ki, AVM’lerde tartışmalar bitmeyecektir!
Çünkü;
İşte bu sebeplerle olay çoktan beri kilitlenmiÅŸ durumdaydı.
Nitekim, BMD BaÅŸkanı Sinan Öncel durumu benzer ÅŸekilde özetledi:
“Bir yıldır sektör zaten çok ciddi sıkıntıdaydı. Bir yıl içinde 20 kadar üyemiz konkordato talebinde bulundu. 3 ile 5 arasında iflas baÅŸvurusunda bulunan var. Zaten iÅŸler günlük güneÅŸlik deÄŸildi. Bir de üzerine corona geldi” diyor.
Åžimdi bu satırdan itibaren COVİD 19 etkisine geçelim.
Yine aynı derneÄŸin baÅŸkanı diyor ki; “AVM’leri açmaya hazırız. İlk açılışlarda ziyaretçi sayısı az olacak ama alışveriÅŸ sayısı ve miktarı yüksek olacaktır.”
Bu aşırı iyimser görüÅŸe katılmam mümkün deÄŸildir. Almanya’da bile dükkanlar açıldığı halde tüketicinin alışveriÅŸ yapmadığını duyuyoruz. Yani satın almaktan çok eldeki ile idare etme eÄŸilimi baÅŸ göstermiÅŸ durumdadır. İtalya’da da öyle…
Bu ülkelerle kıyaslanamayacak seviyedeki düÅŸük satın alma gücüne sahip tüketici için daha da olumsuz senaryoları öngörmek mantıksız olmasa gerek.
Bu ÅŸartlarda; kiralar için ‘ciro üzerinden kâr paylaşımı’ tek çözüm gibi duruyor. Ancak asgari bir sınır ÅŸartına baÄŸlı bir anlaÅŸma olmalıdır bu. ÖrneÄŸin 100 bin lira ciroya göre konulan yüzde 10 ÅŸartı; ciro 90 bin lirada kalırsa, kirayı 9 bin liraya düÅŸürmemeli, 10 bin lirada tutmalıdır. Böylece kiracı kendisine bir adım yaklaÅŸan yatırımcıya, asgari ödemeyi garanti ederek bir adım da kendisi yaklaÅŸmalıdır. Azınlıkta da kalsalar; kiracıyı elde tutmak konusunda elden geleni esirgemeyen ama gitmekte kararlı olan kiracıya da kolaylık saÄŸlayan yerli AVM patronları vardır. Marka sahipleri içinde de olaya tek taraflı bakmayan ve tüccarca yaklaÅŸan marka sahipleri bulunmaktadır.
Sorun böyle örneklerin azınlıkta kalmasıdır ve bunun için de önemli ihtiyaç, hükümetin AVM’den çıkmak isteyenlere cezasız çıkma hakkı tanıyan bir yol açmasıdır.
Not: Bu hassas dönemde en büyük yanlış; kapalı kalınan süredeki zararların fiyat artışlarıyla telafi yoluna gidilmesidir. Örnek olarak, berberlerin yüzde 40’a varan zamlı fiyatlarını duymaktayız. MüÅŸteri evde otururken cebindeki para artmadı. Bu günler geçer, müÅŸteri de kendi çözümünü mutlaka üretir.
Ayrıca enflasyona katkı boyutu yetkili mercileri ilgilendiren denetim konusudur.
Hatırlatmak istedim!
Ercüment Tunçalp
Yazarımızın bu yazısı Retail Türkiye Dergisi’nde 12 Mayıs 2020 tarihinde yayınlanmıştır.