GERÇEK & YORUM
STEVE FORBES
Bu GeçmiÅŸ,
Gelecek İçin Bir Yol DeÄŸil
Avrupa'nın ekonomik büyüme oranları onlarca yıldır ABD'nin gerisinde seyrediyor. ÖrneÄŸin 2008 Krizi'nden bu yana AB'nin ortalama hızı yüzde 0,9'da kalırken ABD'ninki neredeyse yüzde 2'yi buldu ve bu yüzde 2 vasatın altında bir performans olarak deÄŸerlendiriliyor. AB'nin bu yavaÅŸlığı (kontrolsüz göçe iliÅŸkin derin endiÅŸelerle birlikte) geleneksel olmayan, popülist politik hareketlerin yükseliÅŸini tetikledi.
Peki mevcut partiler buna nasıl yanıt veriyor? Daha fazla ekonomik durgunluÄŸa yol açması kesin politikaları teÅŸvik ederek: Kurumlar ve zenginlere daha fazla vergi, sosyal programlar ve emekliliÄŸe dönük daha fazla harcama, ÅŸirketlere daha fazla mevzuat. Wall Street Journal'ın manÅŸetinde dediÄŸi gibi "Avrupa'nın Politik Partileri 1970'lere Dönmeyi Vaat Ediyor zordaki partiler popülistleri defetmek için daha büyük hükümete kucak açıyor".
Evet, kıtadaki dostlarımız, Ronald Reagan ve Margaret Thatcher'ın baÅŸarıları sayesinde bazı ÅŸeyleri doÄŸru yaptı, her ÅŸeyden önce devlete ait iÅŸletmeleri elden çıkararak ve aşırı yüksek kurumlar vergisini özellikle son yıllarda bir nebze azaltarak. Ancak ABD standartlarıyla karşılaÅŸtırıldığında AB'nin vergi ve mevzuat yükü hala ezici.
Bu ülkelerin her birinde dehÅŸet verici katmadeÄŸer vergileri var; bunlar gerçekte süper satış vergileri. Danimarka'da katmadeÄŸer vergisi yüzde 25, sorunlu Yunanistan'da yüzde 24, BirleÅŸik Krallık'ta yüzde 20, Almanya'da yüzde 19. ABD'de KDV yok; çoÄŸu eyalet vergi alıyor ama bunların hiçbiri yüzde 10'un üzerinde deÄŸil.
Avrupa'nın bordro vergilerinde durum çok daha kötü. FICA olarak bilinen Amerikan versiyonunda oranlar, ilk 132 bin 900 dolarlık gelir dilimi için yüzde 15,3, bunun üzerinde gelir için yüzde 2,9. Buna karşılık AB ülkelerinde söz konusu oran, ÅŸaşırtıcı bir ÅŸekilde ABD'nin iki-üç katı. 1970'lerden bu yana ekonomik performansı yavaÅŸ seyreden Fransa'da bordro vergisi yüzde 65 -yüzde 45'ini iÅŸveren, yüzde 20'sini çalışan ödüyor.
Yasal düzenlemeler, özellikle iÅŸ-gücüyle ilgili olanlar, uzun süredir ABD'dekinden çok daha ağır ve katı. Gözlemciler, Avrupa'nın büyük bölümünde boÅŸanmanın iÅŸçi çıkarmaktan daha kolay olduÄŸunu söylerken sadece espri yapmıyor. 1970'lerden bu yana söz konusu mevzuat yükün-de çok hafif bir azaltıma gidildi.
Devlet bürokratlarının emekliliklerinde veya çalışma yasalarında yapılacak yapısal deÄŸiÅŸikliklere ÅŸiddetli bir direnç var, her Fransız cumhurbaÅŸkanının teyit edeceÄŸi gibi. Almanya 2000'lerin baÅŸlarında daha hızlı büyümesini saÄŸlayan birtakım reformlar yapabildi. Ama bu, ÅŸansölyenin koltuÄŸuna mal oldu ve aradan geçen zaman içinde de budandı.
Yakın dönemde ekonomik performanslarını biraz olsun yükselten Isveç, Danimarka ve Macaristan gibi ülkeler, Reagan/Thatcher karşıtı yönde ilerlemedi.
AB'de gözler önüne serilen ÅŸey bir tür delilik: IÅŸe yazamayan birÅŸeyi uygulamaya devam et ve baÅŸarısız olduÄŸunda biraz daha yap. Bu tıbbın birkaç yüzyıl önceki çılgınlıklarından birini hatırlatıyor: Doktorlar hastaları kanatarak iyileÅŸtirmeye çalışırdı ve hasta ne kadar kötüleÅŸirse o kadar çok kanatıhrdı.
Kurumsal yatırımı engelleyen ticaret/tarife belirsizliklerini ortadan kaldırmak için bundan iyi bir sebep olamaz. İşinsanlarının bir taahhüde girmeden önce kuralları bilmesi gerekiyor. Bunları temin ettiÄŸinizde ABD ekonomisi gerçekten kükreyecektir ve bu büyük baÅŸarı, bocalayan denizaşırı dostlarımıza da ders çıkarabilecekleri bir moment saÄŸlayabilir.
12 I FORBES AÄžUSTOS, 2019