Telefondan televizyona, çamaşır makinesinden ütüye neredeyse bütün teknolojik tüketim mallarının, belli bir süre sonra kronik olarak bozulduÄŸu veya arızalandığı bir gerçek.
Teknoloji ilerliyor ama her nasılsa ürünlerin ömürleri kısalıyor ve kaliteleri azalıyor. GeçmiÅŸte uzun ömürlü ve dayanıklı olarak bilinen ürünlerin günümüzde bu kadar hassaslaÅŸması da ayrı bir konu. Bunun sizinle alakası olduÄŸunu düÅŸünüyorsanız muhtemelen büyük ÅŸirketlerin planlı eskitme teorilerinden haberiniz yok demektir.
Planlı eskitme ilk olarak General Motors CEO'su Alfred Sloan Jr. tarafından 1920'li yıllarda, artık büyük bir yükseliÅŸe geçen Amerikan otomobil sektörü için düÅŸünülmeye baÅŸlandı. Çünkü kâr odaklı bir sistemi sürdürmek için ÅŸirketlerin her yıl artan miktarda ürün satması gerekir. Fakat bir kere alan bir daha almazsa, sistem zamanla doygunluÄŸa ulaşır ve dönemlik satışlar azalmaya baÅŸlar.
ÖrneÄŸin Edison'un ilk ticari ampulünün ömrü ortalama 1500 saat kadardı. 1920'lere gelindiÄŸinde, ilerleyen teknoloji sayesinde, ampullerin ömrü 2500 saate kadar çıkartıldı. Fakat bunun farkına varan Osram, General Electric, General Electric Overseas Group, Phillips, Tungsram, AEI ve La Compaigne des Lampes'ten oluÅŸan dünyanın en büyük yedi ampul üreticisi, 1924 senesinde yaptıkları bir toplantıyla Phoebus kartelini kurup ampullerin ömürlerini kasıtlı olarak 2500 saatten 1000 saate düÅŸürme konusunda anlaşır. Buna göre hiçbir ÅŸirket 1000 saatten daha uzun ömürlü ampul üretmeyecek ve bu yönde reklam yapmayacaktır. Hatta baÄŸlayıcı olması için, bu anlaÅŸmaya uymayanlara ceza kesilir. Bunun üzerine ÅŸirket mühendislerinden oluÅŸan bir araÅŸtırma timi kısa ömürlü ve dayanıksız ampuller üretmek için testler yapmaya baÅŸlar. Zamanla 1000 saat küresel bir standart haline gelir. Yıllar içinde daha kaliteli, hatta birinin ömrü 100.000 (yüz bin) saat olan, ampul patentleri alınsa da bunların hiçbiri yedi büyük firmanın tekelini kırıp piyasaya sürülemez.
Bilinçli ÅŸekilde hatalı üretmek
İlk kez 19409), yıllarda satışa sürülen külotlu çorapların tanıtımında arkadaki arabayı öndekine naylon çorapla baÄŸlayıp çekerler. Çorapta tek bir yırtık olmaz. Tabii Amerika'daki bütün kadınlar bu çorabı aldıktan sonra satışlar durma noktasına gelir. Çoraplar o kadar kalitelidir ki bir alan bir daha satın almaya ihtiyaç duymaz. DuPont ÅŸirketi, çözüm olarak, kimya mühendislerine daha dayanıksız çoraplar üretmesi için talimat verir. Böylece giyerken en ufak darbede kaçan çoraplar üretilmeye baÅŸlanır,
Bu yöntem MBA programlarında Strategic Management Technigues adı altında ders diye anlatılır. Tezgâhı kapitalistler ve yöneticiler kurar; uygulamasını da mühendisler yapar.
Tüketim kültürü, planlı eskitme iÅŸinin bir boyutu, DiÄŸer boyutuysa “algısal eskitme” Kimi zaman kullandığınız ürün materyal olarak eskimemiÅŸ ya da bozulmamış olmasına raÄŸmen gidip yenisini alırsınız. Çünkü yeni model daha havalı ve daha gösteriÅŸlidir. Bugün birçok insan cep telefonunu, dizüstü bilgisayarını, tabletini, sırf yeni çıkan modeli almış olmak için deÄŸiÅŸtirir.
Birinci emperyalist Paylaşım savaşından sonraki dönemde, ardı ardına yaÅŸanan buhranların ekonomiyi çökme noktasına getirmesi, kapitalistleri ekonomik alanda yapısal dönüÅŸümleri gerçekleÅŸtirmeye yöneltmiÅŸti. Ekonominin çarkları dönmüyor, iÅŸsizlik inanılmaz düzeylerde seyrediyordu. Gerçeklere takla attırıp kafaları karıştırma konusunda mahir burjuva ideologların “talep yetersizliÄŸine” baÄŸladıkları, ama kapitalizmin döngüsel bütün büyük ekonomik krizlerinde olduÄŸu gibi bir aşırı üretim krizi olan 1929 buhranı ile birlikte çözüm arayışları hız kazandı. “Eksik talebi” ortadan kaldırabilmek için kamusal ve bireysel harcamaları arttıracak politikalar uygulanmaya baÅŸlandı.
Planlı eskitmeye dair ayakları yere basan bir öneri, Bernard London tarafından 1929 Büyük Buhranı'ndan sonra ortaya atıldı; ama uygulamaya koyulmadı. London, ekonominin sürdürülebilir olması için her ürünün ömrünün kanunen belirlenmesini öneriyordu. Böylece insanlar sürekli satın almaya teÅŸvik edilecek, “eksik talep” sorunu olmayacaktı. Ekonominin çarklarının dönmesi talebin artması ile birlikte saÄŸlanınca istihdam sorunu da ortadan kalkacaktı. Bu öneri London'un dile getirdiÄŸi gibi yasalar zoruyla hayata geçirilemeyecekti belki ama burjuvalar ilerleyen yıllar boyunca yasalardan daha etkili yollarla bunun gerçekleÅŸmesini saÄŸlayacaklardı. London'a ilham veren çalışmalar da aslında 1920'de baÅŸlayan ampul kartelleriydi.
Planlı eskitmenin etkilerinin derinlemesine olmasının yanı sıra sadece satın alınan ürünlerin kalitesizliÄŸinin yarattığı sorunla sınırlı deÄŸildir. Ürünün çalışması için ekstra bir baÅŸka ürüne ihtiyaç duyduÄŸu durumlarda ise tüketerek eskitme yöntemi kullanılır. Bu ürünlerin sürekli olarak satın alınması için yürütülen reklâm ve propaganda kampanyalarının toplum üzerinde çok yönlü etkileri vardır. Planlı eskitmenin iÅŸleyebilmesi için kapitalistler tarafından üretilen yaygın propagandalar insanların psikolojilerini de yaÅŸam biçimlerini de belirler. Stil eskitmesi olarak adlandırılan yöntemde ise ürün tasarımı sürekli olarak deÄŸiÅŸtirilir. Otomobillerin modellerinin kısa aralıklarla yenilenmesi ise bu yöntemin en çok bilinen örneklerindendir. Ya da tekstil sektöründe her yıl deÄŸiÅŸen “moda” ile ürünler sanki eskimiÅŸ algısı yaratılarak toplum üzerinde “yeni moda” olan ürünü alma baskısı oluÅŸturulur,