Tahmas Kurumsal Danışmanlık - Aristokrasi, Burjuvazi, İşçi Sınıfı ve Küçük Burjuvalar

Aristokrasi, Burjuvazi, İşçi Sınıfı ve Küçük Burjuvalar

Kapitalizm, üretim araçlarının mülkiyetinin özel kesimde olduÄŸu ekonomik sistemin adıdır. Ekonominin üç temel sorunu olan kim için, kim tarafından ve ne miktarda üretim yapılacağı sorularını kapitalist sitemde, sistemin özünü oluÅŸturan piyasa mekanizması çözer. Bu sistemde devletin görevleri sınırlıdır. Devlet genellikle mal ya da hizmet üretmez, üretimin kalitesini denetler, kesintisiz olmasını saÄŸlamaya çalışır. Kapitalizmin temel unsuru olan piyasa mekanizmasının iyi iÅŸleyebilmesi yargının bağımsız olmasına, devletin liyakat sahibi kiÅŸilerce yönetilmesine, iÅŸ sahiplerinin ve devletle iÅŸ yapanların kayırılmamasına, yolsuzlukları gün yüzüne çıkarabilecek denetim mekanizmalarının iyi kurulup iÅŸletilebilmesine baÄŸlıdır.  

 

Ahbap çavuÅŸ kapitalizmi; kapitalizmin, bazı unsurlarının eksik olması sonucu ortaya çıkmış bir çeÅŸididir. Bu sistemde yargı bağımsız deÄŸildir, yönetimin güdümündedir. Devlet liyakat sahibi kiÅŸilerin yönetiminde deÄŸil iktidar sahiplerinin yakınlığına dayalı kimselerce yönetilmektedir. Devletle iÅŸ yapanlar karşılıklı çıkar paylaşımları içindedir o nedenle kayırma esası geçerlidir. Yolsuzlukları gün yüzüne çıkaracak mekanizmalar yoktur ya da zayıftır.

 

Kapitalizm üç temel sınıfa dayanır: Aristokrasi, burjuvazi ve iÅŸçi sınıfı.

 

Aristokrasi, ekonomik, toplumsal ve siyasal gücün soylular sınıfının elinde bulunduÄŸu yönetim biçimidir. Günümüzde artık böyle bir yönetim ÅŸekli kalmadığı için sözcük daha çok "soylular sınıfı" (aristokratlar) anlamında kullanılmaktadır. Aristokrasi, kapitalizme feodalizmden miras kalmıştır. Feodal düzen, malikâne ve toprak sahibi lordlarla onların malikânelerinin bulunduÄŸu topraklarda çalışıp, tarımsal üretim yapan serflerden oluÅŸurdu. Serfler, lorda ait topraklarda ürettikleri tarımsal üründen lorda belirli bir pay verir, ürünün gerisini kendileri alırdı. Feodal sistem zaman içinde tasfiye olurken lordlar, toprakları küçülmüÅŸ olan malikânelerinde yaÅŸamaya devam ettiler. Aristokrasinin temeli böyle ortaya çıktı. Bugün günümüzde eski zenginlik ve gücü kalan aristokrat aileler ancak sanayi ya da ticaretle uÄŸraÅŸmaya baÅŸlamış olanlardır.

 

Burjuvazi, kentlerde yaÅŸayan, köylü olmayan, aristokratlar sınıfına da dahil olmayan kiÅŸilerin, ailelerin oluÅŸturduÄŸu toplum kesiminin genel adıdır. Bu sınıf, sosyal statüsünü ve gücünü, eÄŸitiminden, iÅŸveren konumundan ve zenginliÄŸinden alır. Marksist analizden hareket edersek asıl burjuva sınıfı sanayi ve ticaretle uÄŸraÅŸan varlıklı ailelerdir. Bir de küçük burjuvalar vardır. Bunlar kentlerde doÄŸup, büyüyen memurlar, yöneticiler gibi gruplardır. Bu iki grubun çıkarları zaman zaman birleÅŸse de çoÄŸu zaman çatışır.

 

Ä°ÅŸçi sınıfı, fabrikalarda, üretim birimlerinde çalışan emek sahipleridir. Bazı ülkelerde iÅŸçi sınıfı sendikalı olarak örgütlenmiÅŸ ve daha güçlü bir sınıf haline gelmiÅŸtir. Kapitalizmde her üretim faktörü üretimden pay alır. Ä°ÅŸçi de üretime kattığı emeÄŸinin karşılığında ücret adı altında bir pay alır. Sendikalar, ücretlerin artırılması, iÅŸçi sınıfının haklarının artırılması için çalışırlar.

 

Aristokrasi, bir ülkede kültür, sanat ve bilimin ilerlemesine destek olur. Aristokratlar, bu iÅŸlerle uÄŸraÅŸan kiÅŸilere, kurumlara maddi ve manevi destek saÄŸlarlar. Onları korumaya alırlar, burs verirler, okuturlar. Müzeler açarlar, okullar kurarlar, okullara, bilim ve sanat kürsülerine destek saÄŸlarlar.

 

Burjuvazi bir ülkede sanayinin, ticaretin geliÅŸmesine, kalitenin artmasına, gerekli yatırımların yapılmasına ön ayak olur. Öte yandan burjuvazi üretim birimlerinin sahibi olarak ülkede söz sahibi olur ve ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasal politikalarının yönlendirilmesinde etkin rol oynar.

 

Ä°ÅŸçi sınıfı, eÄŸer emeÄŸinin karşılığında yeterli ücret alabiliyorsa üretime katkısını en üst düzeye çıkarır. 

Bir de Marx’ın küçük burjuvalar dediÄŸi bir grup vardır. Bu grup; gelir düzeyi düÅŸük ya da orta düzeyde olan kentli sınıfları tanımlar. Ä°ÅŸçi sınıfı ile burjuvazi arasında yer alan esnaflar, zanaatkârlar, memurlar bu grubun üyesi kabul edilir.

 

Türkiye’nin durumu ilginçtir. Aristokrasi, Osmanlı’da da Cumhuriyet döneminde de olmamıştır. Bunun temel nedeni Osmanlı’da, batıda görülen feodal yapının olmamasıydı. Her ne kadar kendisine timar adı altında toprak verilmiÅŸ sınıf olsa da bunlar hiçbir zaman kendi baÅŸlarına buyruk, Sultan karşısında güçlü yerel güçler olamadılar. O nedenle bizde yerel yönetimler de güçlenemedi ve hep merkeze bağımlı kaldılar. Dolayısıyla feodal beylikten aristokrasiye geçiÅŸ olmadı.

 

Osmanlı’da da Türkiye’de de burjuvazi, hiçbir zaman geniÅŸ sayıda bir sanayi ve ticaret burjuvazisi düzeyine çıkamadı. Daha çok bir bölüm esnafın biraz daha üst düzey gelir elde etmesiyle sermaye sahibi olmasına dayalı bir esnaf burjuvazisi düzeyinde kaldı. Ya devletten aldığı iÅŸlerle geçinmeye çalıştı ya da devletin dediklerinin dışına çıkmamaya özen gösterdi. O nedenle burjuvazi, az sayıdaki istisnası dışında, bizde daha ileri bir demokrasi için, eÄŸitimde bilime dayalı bir yapı kurulması için, yargının bağımsız olabilmesi için mücadele verecek bir bütünsel yaklaşıma ulaÅŸamadı.

 

1960’lardan baÅŸlayarak güçlenir gibi görünen iÅŸçi sınıfı ise güç anlamında, son 30 yılda iyice geri gitti. Bir dönem sendikalar güçlenmiÅŸti, askeri darbelerin de etkisiyle güçlerini yitirdiler ve bir daha eski güçlerine kavuÅŸamadılar. SGK kayıtlarına göre bugün Türkiye’de sendikalı iÅŸçi sayısı toplam iÅŸçi sayısının sadece yüzde 11’ini oluÅŸturuyor.

 

Türkiye’de tam anlamıyla var diyebileceÄŸimiz grup küçük burjuvaların oluÅŸturduÄŸu gruptur. Küçük burjuvalar, gelirinin etkilenmemesi için birçok ÅŸeyden vazgeçebilecek eÄŸilimdedir. Ne burjuvazi kadar güçlü ne de iÅŸçi sınıfı kadar devrimcidir.

 

BaÅŸka nedenleri de var kuÅŸkusuz ama bir yandan da bu sınıfsal eksikler nedeniyle Türkiye hiçbir zaman kapitalizme tam olarak geçemedi, hep ahbap çavuÅŸ kapitalizmi içerisinde bocaladı durdu.

 

 


PaylaÅŸ

WhatsApp İletişim Hattı